Menü

ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARINDA ÜLKEMİZİM DÜNYA’DAKİ YERİ, YAPILMASI GEREKENLER

Bizim gibi gelişmekte olan Ülkelerde, İSG ( İşçi Sağlığı ve Güvenliği) hizmetleri binbir türlü sıkıntı ve zorluklarla sürdürülmektedir. Ne yazık ki, daha birkaç yıl öncesine kadar Yasası bile olmayan bu alan sadece 50 işçi üzerinde çalışanı olan işletmelerde zorunluydu. Ancak bunlar da denetim olmazsa işyeri Hekimi bile çalıştırmıyordu. Genellikle işyeri Hekimi, kurumsal işletmelerde vardı. Diğerlerinden bir kısmı işçileri fazla rapor alıyor,sürekli hastaneye gidiyor işgücü kaybı oluyor diye, bir kısmı da sadece yasal zorunluluktan dolayı işyeri Hekimi çalıştırıyordu.İş Güvenliği hizmetleri ise daha az yaygındı                                                        

          Hal böyle olunca İstatistiklerden de görüleceği gibi Ne yazık ki, Türkiye’nin  Ölümlü iş kazaları ve Meslek Hastalıklarında Avrupa’da Birinci, Dünya’da İkinci ülke sıralamasına yerleşmesi (Tablo 1 ve 2) sürpriz olmayacaktı.

 

TTB’nin 1989-1990 yıllarında başlattığı İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği çalışmaları çok iyi bir şekilde başlamış ancak bugüne kadar sistem üzerine bir model,araştırma ve geliştirme olmadığından yetersiz kalmıştı. Bu konuda hükümetler ve idareler ne yapmıştı,? Hiçbir şey!!! Tüm baskılara ve İLO ya, ölümlü iş kazalarına rağmen direnmişler adı İş Yasası olan bir yasa çıkaramamışlardı.

  Uluslararası ve Ulusal katılımlı kongre, sempozyum ve toplantılarda Çalışma Bakanlığı yetkililerine Dünyadaki kötü karnemizi hatırlatıp mutlaka İş yasası çıkarılmasını,bir kişi bile çalışan işyerlerinde dahi  İSG hizmeti sunulması gerektiğini yazılı ve sözlü olarak defalarca ilettik.

                Burada temel nokta şuydu; Türkiyede TUİK istatistiklerine göre Ölümlü iş kazalarının %97 si 50 kişiden az işçi çalıştıran Kobi’lerde idi ve çoğunluğu tezgahaltı işletme ve kayıtdışı idi.Buralarda hiçbir sağlık ve güvenlik önlemi yok hatta tam tersi çok sağlıksız yerlerdi ve çocuk işçi çalıştıryorlar , denetlenmiyorlar  ancak ölümlü iş kazası  olursa denetleniyorlardı. Buradan yola çıkarak toplantılarda ve basın açıklamalarında medyada bir kişi bile çalıştıran işyerlerinde dahi  İSG hizmeti olmasını,Yasa çıkarılmasını istedim.

Bugün 6331 sayılı İş Yasası vardır, ancak yasa sürekli ertelenmekte, seçim popülizm’ine kurban edilmekte gerekleri yerine getirilmemektedir. Mesleki Bağımsızlığın olmadığını söylüyorduk bunu en acı haliyle Somada gördük. Burada OSGB hizmetleri için bir Fon oluşturulup işverenden ücret tahsil edilerek fondan hizmet sunucusuna aktarımı olmadığı sürece mesleki bağımsızlık sadece sözde kalacaktır.

İSG bir bilim dalı gibidir. Olabilecek İş kazalarını öngörmek ve bunları engellemek ,tedbirler almak,

Eğitimler ve meslek hastalıklarını engellemeye yönelik çalışmalar yapmak aslında bilimsel yaklaşımları içermektedir.

     Meslek Hastalıkları konusu ise  Türkiye’de bir muammadır. Bu konuda ne bir istatistik ne de bir çalışma vardır. TTB ,Tabip Odaları  ve Thorax derneğinin eğitimleri dışında hiçbir çalışma yoktur. Her il’de mutlaka Meslek Hastalıklarına yönelik bir Hastane olmalıdır dediğimi ve Antalya’da dahi olmadığını bildiğimi, Meslek Hastalığı şüphesiyle İstanbul veya Ankara’ya hasta gönderdiğimi de buradan üzülerek ifade etmek zorundayım.

     Ne yazık ki, Hastanelerdeki Uzman Doktor arkadaşlarımız da bu konuya yabancı ve bu konuda haricen  eğitim almamıştır.Kötü tabloyu düzeltmenin bunların dışında burada sözedemeyeceğim birçok faktörün düzeltilmesiyle tersine dönmesi işten bile değildir.

İş Sağlığında  Koruyucu, Önleyici ve Tedavi edici yaklaşım + Düzenli Eğitim almak ve vermek

İş Güvenliğinde  Koruyucu, Önleyici ve Düzeltici yaklaşım + Düzenli Eğitim almak ve vermek

Bu işin sihirli değnekleri   ve Püf noktalarıdır.

Bilimsel Yaklaşımla  Öngörmek , Yazılı ve Görsel tüm olanakları kullanmak ve işinde çalışan personelin

Dalgın olarak çalıştığı durumu öngördüğümüzde adeta ona bir çocuk muamelesi yapmak , yazılı ve görsel her şeyi hatırlatacak tarzda bir yaklaşım en doğru yaklaşım olacağı gibi , Dalgın çalışmasını engelleyecek önlemler almamız da ayrıca gerekmektedir.

 EN TEMEL HAK YAŞAM HAKKIDIR. HEP BİRLİKTE SAĞLIKLI VE GÜVENLİ YARINLARA ULAŞMAK DİLEĞİYLE                                                                         

 

DR.YAVUZ İPEKLİ      30/08/2014